Yavuz Ağıralioğlu, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesine reaksiyon göstermiş ve “İYİ Parti’nin emekleri ziyan edildi. Kemal Bey’in adaylığını dayatmasına, bu adaylığın masada bir dayatmaya dönüşmesine itiraz ediyorum” demişti. Milletvekili aday adaylığı için müracaatta bulunmayan Ağıralioğlu, ilerleyen günlerdeki açıklamalarında ise Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini söylemişti.
Ağıralioğlu dün akşam da partisinden istifa ettiğini duyurmuştu. Ağıralioğlu’nun bugünkü tarih ile kaleme aldığı istifa dilekçesini partiye gönderildiği belirtilmişti.
İstifa kararının akabinde basın açıklaması yapan Ağıralioğlu’nun şu tabirleri kullandı; Biliyorsunuz ki bir süreç yaşadık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin içerisinde yaşadığımız bu seçim Cumhurbaşkanlığı süreci ittifaklara bölünmüş halde devam ederken benim süreçle ilgili itirazlarım oldu. Bu itirazlarımın geçen hafta ete, kemiğe büründüğü bir basın toplantısı yaptım. Sözlerimin başında belirtmek isterim ki itirazlarıma husus olan basın toplantısından sonra şehit ailelerinden gözyaşları içerisinde dua, devletin milletin aleyhine tertip yapmakla Pensilvanya ve Kandil’den beddua aldım. Aldığım dualar gururum, aldığım beddular çaba azmimdir benim. Milletim bu türlü bilsin.
Ben irademi beyan ettim. İrademi beyan ettiğim andan itibaren beyan ettiğim iradenin rahatını, konusunu bozan alçakların tamamı benim yaptığım açıklamaların gerisine dizilip bana, şahsıma, temsil ettiğim iradeye hakaret ediyorlarsa yanlışsız yere taş atmışımdır demektir.
Milletimin beni bildiği ve sevdiği yerde bulmasını istedim. Bugün benim için siyasi gayretim içerisinde konumum partime yük olmaya başlamıştı. Partimin ortak cumhubaşkanı adayı mutabakatına imza atmamıştım.
Bu itirazlarıma bahis bir basın toplantısı düzenledim ve milletvekilliğine müracaat yapmadım. Arkadaşlarıma ve parti yetkililerine yük haline geldim.
Ben kendimi yük olma alanından çekiyorum. Terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayacağım konusunda yüzlerce konuşmam vardır. Ben dün dündür bugün bugündür denen bir siyasi gelenekten gelmiyorum. Ben köprüyü geçmek için yanlışa eyvallah edecek, dayı diyecek adam değilim. Kuralsız, ahlaksız, prensipsiz kazanmaktansa, mertlikle kaybetmekten yanayım. Bugün geldiğimiz noktada, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Âlâ Parti’nin bir oldu bittiye getirildi.
Genel liderimizden randevu istedim. Sebebi şu. Bir arada bir yol yürüdük. Bize birtakım misyonlar verildi. Bu süreçte milletimi utandırmadığımı düşünüyorum. Sözlerimle onların sokakta siyaset yapamaz yükü haline de gelmedim. Âlâ Parti, hakarete uğramış insanların partisidir. Bir partiden ayrılınca ne hakaretlere maruz kalındığını genel liderimiz dahil tüm neferlerimiz güzel biliyor.
Partinin seçeneksizliğinden doğan zafiyetten, partiyi mecbur bıraktıkları için buradayım. Devlet, millet hizmeti görmek kolaydır. Lakin burada sıkıntı olan gayrete leke getirmemektir.
PKK’nın, Kandil’in devlet millet düşmanlarının dahil olmasını olağan buluyorum. Biz sizin heveslerinizi kursağınızda bırakacağınız taraftayız. Devletini memleketler arası tertiplere şikayet etmek için kurgulamış olanlardan olmayacağız.
İstifa düzeneğini bu halde takdim ediyorum. Beni artık kendilerine yük etmesinler. siyasi değerlendirmelerim olacaktır. Bu da partime yük olacaktır. ben bu alanı partim ismine boşaltıyorum.