Yeşilbahçe Mahallesi’ndeki falezler üzerindeki yolun farklı noktalarında, 2002’de çökmeler yaşandı. Bölgedeki incelemenin akabinde mevzu, Antalya Valiliği Vilayet Trafik Komitesi’nde görüşüldü. Görüşmede, yolun tehlike yarattığı gerekçesiyle araç trafiğine kapatılmasına oy birliğiyle karar verildi. Yolun trafiğe kapatılmasının akabinde 21 senede bölgeye yürüyüş ve bisiklet yolu, peyzaj düzenlemeleri ve bir restoran yapıldı. Muratpaşa Belediyesi’nce girişine ‘Antalya Vilayet Trafik Komitesi’nin 20/02/2002 tarih ve 2002/19 sayılı kararına istinaden yol araç trafiğine kapatılmıştır’ yazılı tabela asılan yol, son vakitlerde ‘otopark’ olarak kullanılmaya başlandı. Öbür yandan yol üzerinde hala kimi noktalarda çökmeler olduğu, oluşan birtakım yarıkların ise asfalt yahut toprak ile kapatıldığı görüldü. Geniş yarıkların oluştuğu falez blokların üzerinde ise bir işletme bulunuyor. Çökmenin yaşandığı falezlerin altında da bir plaj inşaatının devam ettiği gözlemlendi.
‘BURADAKİ KAYA BLOKLARI HAREKETLİ’
Bölgede 21 yıl evvel inceleme yapan Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Dipova, o periyotta çektiği fotoğrafları da paylaşarak bölge hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Dipova, alana uzaktan bakınca kayalık, falez olarak gözüktüğünü, fakat bunların birbirleri ile yan yana duran iri kaya bloktan ibaret olduğunu söyledi. Prof. Dr. Dipova, “Bu kaya blokları hareketli. Bu hareket daima olmuyor. Daha çok uzun müddetli yağışların olduğu devirlerde yağış hem o çatlaklara girerek tartısı artırıyor hem de çatlaklar ortasında sürtünmeyi azaltıyor. Böylelikle hareketlenmeler oluyor” dedi.
1/
12
2/
12
3/
12
4/
12
5/
12
6/
12
7/
12
8/
12
9/
12
10/
12
11/
12
12/
12
‘KAYA BLOKLARI DA DÜŞTÜ’
Çatlakların birinci oluştuğu devirde bölgede çalışma yaptığını söyleyen Prof. Dr. Dipova, “2002’de sanırım 40 gün yağmur yağdı. O periyotta burada çok büyük çatlaklar oldu. O vakit burada çalışıp, fotoğraflarla arşivledik. O en büyüğüydü tahminen. Lakin ondan evvel de olmuştu ve hala da oluyor. Buradan kaya blokları da düştü. Falezlerin kimi noktalarında bu türlü meselelerimiz var. Şimdiye kadar kayda girmiş hiç can kaybı yahut yaralanma yaşanmadı. Zira çok uzun periyodik ve çok yağışlı periyotlarda oluyor. Beşerler, bu periyotlarda buralarda bulunmuyor” diye konuştu.
‘CAN GÜVENLİĞİ SORUNU OLABİLİR’
Falezler üzerindeki işletmelerin yaygınlaştığını belirten Prof. Dr. Dipova, “Burası zati lokal idarelerce muhafazaya alınmış bir bölge. Buraya girilmemesi gerekiyor. Kapalı alanlar, insanlara itimat veriyor sanırım. Falezlerde kafeler, restoranlar yaygınlaştı. Beşerler buraya biraz daha güvenerek girdiği için buralarda risk var. Müşteri olmasa bile çalışanların can güvenliği sorunu olabilir. Yağışlı devirlerde üzeri kapalı olduğu için içerisinde bulunabilirler. Çok ayrıntılı incelendiğinde, işletmelerin altında da hareketli kaya blokları olduğunu görüyoruz” dedi.
‘HAREKET DEVAM EDİYOR LAKİN SURATI DEĞİŞİYOR’
Doğal bir süreç yaşandığını da hatırlatan Prof. Dr. Dipova, “Son 20 yıldır inceliyorum buralarda hareket devam ediyor fakat suratı değişiyor. Tahminen yağışlı periyotlarda suratı artıyor. Birtakım bölgelerde kayaların kopup, denize düştüğünü görüyoruz. Bu doğal bir süreç aslında. Dünyada üzerinde kent heyeti Antalya’dan daha büyük bir alan yok. Bu kayalar koparak, bugüne kadar geldi ve bu falez oluştu. Bunun önüne geçmek yerine kendimizi müdafaamız gerekiyor. Antalya’da yapılar, işletmeler bu bölgeye fazla yaklaştı” diye konuştu.
‘DOĞRU OLMAYAN BİÇİMDE İNANÇ VERİLİYOR’
Çöken alanların doldurulmasının insanlara yapay bir inanç verdiği söyleyen Prof. Dr. Dipova, “Buradan yayalar, bisikletliler geçiyor. Üzerinde durdukları yer asfalt yahut beton. Bu nedenle altındaki yarıkları göremiyorlar. Lakin arşiv fotoğraflarında görüldüğü üzere buralarda, bloklar ortasında geniş yarıklar gözüküyordu. Üzerini toprakla, asfaltla, betonla örttüğümüz vakit, insanlara hakikat olmayan biçimde itimat veriyoruz. Bu türlü yapılmaması gerekiyor” dedi.