Kahramanmaraş merkez üslü, 11 ili etkileyen zelzelelerde en çok hasar gören vilayetler ortasında bulunan Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yaşadıkları apartmanda sarsıntıya yakalanan Maraşlı ailesi, 2 ay sonra yaşadıklarını anlattı. Konutta kalarak oluşturdukları hayat üçgeni sayesinde hayatta kalmaya çalıştıklarını belirten Maraşlı ailesi, zelzelede kendileri kurtulurken çok sayıda akraba ve yakınlarının hayatını kaybetti. Sarsıntının akabinde geldikleri Kastamonu’da iş adamı Tacettin Tan tarafından yerleştirildikleri dairede yaşayan Maraşlı ailesi, Hatay’a dönecekleri günü bekliyor.
“HEM HAYATIMIZ HEM PSİKOLOJİMİZ BOZULDU”
Emekli olduktan sonra 38 yıl boyunca yaşadığı İstanbul’dan Hatay’a taşındığını söz eden Murat Maraşlı, o gece yaşadıklarını anlatarak, “Emekli olunca Hatay’dan bir daire aldım. Daha sonra aldığımız konutta sarsıntı başımıza geldi. Zelzelede de şükür Rabbime bizlere bir şey olmadı lakin akrabalarımız, dostlarımız, kuzenlerimiz öldü. Her şey darmadağın oldu. Hem hayatımız hem psikolojimiz bozuldu. Hatay bitti diyebiliriz” dedi.
“EVDE KALDIĞINIZ VAKİT KURTULMA BAHTINIZ BİRAZ DAHA ARTIYOR”
Uğultu bir sallantı ile uyandıklarını söyleyen Murat Maraşlı, “Bina beşik üzere sallanıyordu. Bunun mühletinin 90 saniye sürdüğünü öğrendik. Sarsıntıda bizler meskenden çıkmadık. Sarsıntı bittikten sonra üzerimizi giyinip konuttan ayrıldık. En acil halde çabucak meskeni terk ettik. Yağmur yağıyordu. Sarsıntı durmadan çıkmak mümkün değildi. Tahminen de tam konuttan çıkarken bina yıkılacak bu sefer enkazın altında öleceksiniz. Konutta kaldığınız vakit kurtulma talihiniz biraz daha artıyor. Merdivenlerdeyken binanın bir anda yıkılmasıyla enkaz altında kalabilirdik. Bu yüzden biz, sarsıntı durana kadar meskenden ayrılmadık. Yerimizden çıkmadık. Zelzele durduktan sonra çıktık. Ailemizle birlikte aracımıza binip köyümüz vardı, köye kadar gittik” diye konuştu.
‘KOMŞUMUN ÇOCUKLARINI KURTARDIM’
Depremin akabinde dışarı çıktıkları binaya tekrar girerek dördüncü katta oturan komşularını da kurtardıklarını anlatan Murat Maraşlı, “Biz, dışarı çıkınca dördüncü katta yöneticinin çocukları vardı. Çocuklar eşime seslendi, eşim de bana seslendi. Ben de tekrar binaya girerek dördüncü kata çıktım. Onları konuttan alıp tekrar binadan çıktık. Ben, binaya bir kez daha girip çıkış yaptım o sallantıdan sonra. Çocuklar beni bazen arıyor, az evvel tekrar konuştuk. Sohbet ederken ‘hakkını helal et, tahminen de bizim için ölebilirdin’ diyorlar. O da Allah’ın taktir ilahisi. Tahminen çocuklar çıkardı ben ölebilirdim” formunda konuştu.
“1999 YILINDAKİ GÖLCÜK SARSINTISINI DE YAŞADIK, HATAY SARSINTISINI DE YAŞADIM”
1999 yılındaki Gölcük sarsıntısını de yaşadığını belirten Murat Maraşlı, “Ben bir sarsıntı daha İstanbul’da yaşadım. İki sefer İstanbul’da zelzeleye yakalandım. 1999 yılında meydana gelen büyük sarsıntıda de İstanbul’daydım. Artık de Hatay’da yaşadım. İki sefer büyük zelzeleden kurtulmuş oldum” sözlerini kullandı.
“YOLLAR PATLADI, YAĞMUR VE KAR YAĞIŞI DA OLUNCA YARDIMLARIN GELMESİ GECİKTİ”
Depremde yolların hasar görmesi, yağmur ve kar yağışının tesirli olması sebebiyle yardımların geç gelmesine sebebiyet verdiğini söyleyen Maraşlı, “Benim kuzenim vardı. ‘kelime-i şehadet’ getirerek eşi ile el ele tutuşarak vefat etti. Kuzenim ile eşinin üzerine göğüs bölgesine kolon düştü. Sarsıntı sırasında yollar çöktü, yardımlar bu yüzden gecikti. Yağmur yağıyor, kar yağıyor. Yollar patladı, ne asker ne de polis gelebildi. Yolların çökmesi ve kilitlenmesi Hatay’a girişi zorlaştırdı. Antakya’da cenazemiz vardı, 30 kilometre uzaklıktaki köyümüze 6 saatte gidebildik. Yapacak bir şey yok, herkes kaçıyor. Kız kardeşim, daha evvel Kastamonu’ya gelmiş. O da ‘Kastamonu’ya gidelim’ dedi. Biz de Kastamonu’ya geldik. Ben 38 yıl İstanbul’da da kaldım. Ancak İstanbul’u istemedik, Kastamonu’ya geldik. Burada beşerler çok düzgün, binalar düzgün. İnsanları yardımsever. Bunu düşünmek bile kâfi, insanların yüzü gülüyor” dedi.