Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kahramanmaraş’ta depremzede öğretmenlerle iftarda buluştu. Dulkadiroğlu Halk Eğitimi Merkezi’nin bahçesine kurulan çadırdaki iftara Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun, Samsun Valisi Zülkif Dağlı ile birlikte katılan Bakan Özer, öğretmenlerle sohbet etti.
Yemeğin akabinde konuşan Bakan Özer, zelzele sonrası öğretmenlerin alanda fedakarca çalıştığını belirterek teşekkür etti. Gerek öğretmenleri gerekse de idari çalışanı ile Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın 6 Şubat’tan itibaren alanda olduğunu tabir eden Özer, şunları söyledi:
“Öyle bir noktaya geldi ki, günlük 2 milyon sıcak yemek verebilir, 1.8 milyon ekmek üretebilir bir duruma geldik. Kahramanmaraş’ta da vatandaşımızın birden fazla iaşe gereksinimini bakanlık olarak biz karşıladık. Yeniden öğretmenlerimiz tıpkı Covid-19 salgınında vefa kümelerinde nasıl çalıştıysalar, fedakar bir halde bakanlıktan hiçbir talimat beklemeden alanda oldular. Yemek pişirdiler, materyallerin tasniflerini yaptılar, çadırların tertibini yaptılar, konaklamadaki her türlü gereksinimi karşıladılar, çadırlarda psikososyal takviye eğitimi verdiler. Ve o denli yöneticilerimiz oldu ki, 10-11 tane yakınını kaybetmesine karşın defin sürecini sağladıktan, yaptıktan sonra ‘Ne yapabilirim?’ diye alanda faal olarak çalıştılar. Vatandaşının kaygısının peşine koşan tüm öğretmenlerimizle gurur duyuyorum, kendilerine minnettarım.”
Devletin, hükümetin ve milletin tüm imkanlarıyla alanda olduğunu kaydeden Bakan Mahmut Özer, şöyle devam etti:
“Eğitimi nasıl olağanlaştırdığımız vakit Covid-19 salgınında Türkiye’nin olağanlaşmasına çok değerli katkı sağlamışsak, sarsıntı bölgesinin de olağanlaşmasını eğitim üzerinden yapacağız. Bakın biz çok büyük bir aileyiz. 19 milyon öğrencisi, 1 milyon 200 bin öğretmeni olan devasa bir aileyiz. Biz normalleşmeden Türkiye normalleşebilir mi? İşte Covid salgınında onu gördük. Bölgede de 6 milyon 800 bin öğrencimiz, 212 bin tane de öğretmenimiz var. İşte bu kitleyi nasıl normalleştirirsek, konaklaması, eğitim-öğretim süreçlerini de inşallah bölgedeki tüm hayatın akışını da normalleştirmiş olacağız.”