İtalya Ticaret Odası Derneği Lideri Livio Manzini, AA muhabirinin Türkiye ve İtalya ortasındaki alakalara ve ticaret hacmine yönelik sorularını yanıtladı.
İtalya’nın Avrupa’da en büyük ikinci sanayi ülkesi olduğunu lisana getiren Manzini, Türkiye’nin de endüstrileşme yolunda üretim yapan bir ülke olmak istediğini ve iki ülkenin birbirini tamamladığını söyledi.
“TÜRKİYE İLE İTALYA ORTASINDA İSTİKRARLI BİR DIŞ TİCARET VAR”
Tedarik zincirlerinin birbirine hayli yakın ve birbiriyle entegre bir formda devam ettiğini belirten Manzini, “İtalya ile Türkiye ortasındaki ticaret hacmi 20 milyar dolar düzeyinde. İthalata ve ihracata baktığımızda Türkiye’nin 5. büyük partneridir İtalya lakin enerjiyi çıkarırsak örneğin Rusya’dan alınan gazı, o vakit Türkiye’nin 3. büyük dış ticaret partneri pozisyonuna geliyor.” diye konuştu.
Ancak ithalat ve ihracatın birbirine epeyce yakın olmasının daha da değerli olduğuna dikkati çeken Manzini, “Yani istikrarlı bir dış ticaret var. Çin’den örnek verecek olursak toplam 23 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin 3 milyarı Türkiye, 20 milyarı Çin tarafında. İtalya-Türkiye ticaret hacmi ise 10’ar milyar dolar olarak istikrarlı. Hatta bu yılın başında Türkiye avantajlı. Türkiye’nin birinci ayda İtalya’ya olan ihracatı İtalya’dan olan ithalatını geçmiş durumda. Bu bakımdan bu münasebetin istikrarlı olması sürdürülebilir olmasını beraberinde getiriyor. Ayrıyeten alakaların ne kadar derin olduğunu ve gösteriyor.” sözlerini kullandı.
Manzini, alakaların karşılıklı itimat olmadan yüzeysel kalabileceğini tabir ederek, iki ülke iş adamları ortasındaki itimadın, bağlantıların derinlemesine gitmesini sağlayan ögelerden olduğunu lisana getirdi.
“TÜRK FİRMALARININ DA İTALYA’YA YATIRIMLARI ARTARAK DEVAM EDİYOR”
Livio Manzini, geçmişe bakıldığında iki ülke ortasındaki ekonomik ilgilerin yalnızca ticaret dayandığını fakat bir kaç yıldır iki ülke yatırımcılarının sermaye yatırımı da yaptığını kaydetti.
İtalya’nın Türkiye’den evvel endüstrileştiği için yurt dışına yatırım yapmasının Türkiye’den evvel başladığını anımsatan Manzini, “Ancak artık görüyoruz Türk firmaları da yurt dışına yatırım yapmaya başladı. Yani Türkiye sermaye ihracatında bulunmaya başladı. Ve gidilen ülkelerden bir tanesi de İtalya’dır. Türk firmalarının İtalya’ya yatırımları artarak devam ediyor. Bu yeniden münasebetlerin yüksek bir seviyeye gelmesini sağlıyor.” dedi.
“İTALYA ÜZERE BİR PAZARDA ORTAKLAŞA İŞLER YAPILABİLİR”
Türk firmaları için İtalya’da fırsatlar bulunduğunu aktaran Manzini, “Çünkü İtalya’nın iş dünyasının yapısı daha fazla KOBİ’lere dayalıdır. Türkiye yapısı da biraz KOBİ’ye dayalı. İtalya üzere bir pazarda ya ortaklaşa işler yapılabilir ya da iş yapış formu yakın olduğu için onlara iş imkanları da doğuyor.” diye konuştu.
Türkiye’de tüm yabancı yatırımcılar için düzgün fırsatlar bulunduğunun altını çizen Manzini, şunları söyledi:
“Türkiye, bir sefer son derece değerli bir iç pazar var. 80 milyon insanın hala tüketim alışkanlıklarına baktığımız vakit birçok dalda dünya ya da Avrupa ortalamasının altında. Bu da tüketim açısından daha büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. İkincisi ise Türkiye birçok manada muhakkak bir bölgenin en büyük aktörüdür. Hasebiyle bu bölgeye ihracat, iş yapmak üzere imkanlar doğuyor.”
“GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİNDE SANIRIM SİYASİ BİR KİLİTLENME VAR”
Manzini, Gümrük Birliği Mutabakatı’nın güncellenmesi sürecine ait de soruları yanıtladı.
Ticaret odası olarak mutabakatın güncellenmesini desteklediklerini belirten Manzini, “Gümrük Birliği mutabakatının bir an önce çağdaşlaştırılmasını ve bugünün kaidelerine adapte edilmesini destekliyoruz. Unutmayalım ki bu muahede bir orta mutabakattı. Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam entegrasyon yolunda bununla başlayıp sonra ful entegrasyona girecekti. Ancak bu tam entegrasyon geciktikçe ve vakit geçtikçe Gümrük Birliği Mutabakatı’nın eksiklikleri bariz bir biçimde kendini göstermeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu.
Manzini, Gümrük Birliği mutabakatını modernize etmenin her iki tarafa da yararlı olacağını vurgulayarak, “Bu her iki tarafın da GSYH’sine bir katkı yapacak olan bir mutabakat ve herkes de bunu kabul ediyor. Fakat siyasete alet oluyor, bunu da maalesef görüyoruz. Şu anda sanırım siyasi bir kilitlenme var zira teknik olarak hiç kimse ‘hayır olmasın’ demiyor. Bu muhakkak ki iki tarafa da ek katma paha getirecek olan bir süreç. Maalesef şu anda çok fazla ilerleyemiyor.” formunda kelamlarını tamamladı.
